SIFIR ATIK YÖNETİMİNDE PLASTİK GERİ DÖNÜŞÜMÜ NE ANLAM İFADE EDİYOR?

Sanayi devrimlerinin getirdiği teknolojik gelişmeler kalkınmanın yanında çevre sorunlarını da beraberinde getirdi. 1900 yılına göre bugün dünya nüfusu 5 katına, hammadde tüketimi 2 katına, kişi başı enerji tüketimi de 3 katına çıktı. Doğal kaynakların sınırsız tüketildiği, enerjinin neredeyse tamamının fosil yakıtlardan karşılandığı, yeniden kullanım uygulamalarının neredeyse olmadığı, geri dönüşümün katma değersiz ve yetersiz yapıldığı ve bertarafa giden atık miktarının çok fazla olduğu lineer ekonomi yaklaşımı bizi bu günlere kadar hasbelkader getirdi. Ancak dünyamız artık üzerinde yaşayan nüfusu besleme, barındırma kapasitesini karşılayamaz duruma geldi. Dünya Limit Aşım Günü her yıl daha da geriye giderek 2022 yılında 28 Temmuz olarak açıklandı. Bu; yıl boyunca tüketmemiz gereken dünya kaynaklarını çok daha önceden tükettiğimiz ve bir sonraki yılın kaynaklarından yediğimiz anlamına geliyor. Bu nedenle doğal kaynakların etkili kullanımı amacıyla özellikle AB’de başlayan, ülkemizde de benimsenen Döngüsel Ekonomi kavramı ortaya çıktı. Lineer ekonomiden farklı olarak döngüsel ekonomi “Ürünlerin, malzemelerin ve kaynakların mümkün olduğunca uzun süre değerlendirildiği ve atık üretiminin en aza indirildiği ekonomi modeli” olarak tanımlanabilir. Döngüsel ekonomide geri dönüşüm oranları ve kalitesi yüksek, bertaraf ise yok denecek düzeydedir, enerji de yenilenebilir kaynaklardan karşılanır. 

Ülkemizde de son yıllarda artan üretim ve tüketim ve bunlara bağlı olarak artan atık miktarı, devletimizi bu konuda bir aksiyon almaya itti. 2017 yılında başlayan Sıfır Atık hareketi ile tüm ülkemize yayılan bir atık yönetimi ve geri dönüşüm seferberliği başladı. Atığın önlenmesi, oluşan atıkların kaynağında türlerine göre ayrı toplanması ve bu atıkların geri dönüşümü ile hammadde ve enerji israfının önüne geçilmesi, gelecek nesillere temiz, ancak gelişmiş bir Türkiye bırakmak amacıyla yola çıkılan Sıfır Atık projesinde 2017'den 2022 yılı Ocak ayına kadar toplam 24,2 milyon ton atık ekonomiye kazandırıldı. Toplanan bu atıkların 4,1 milyon tonunu da plastik atıklar oluşturdu. Kaynağında diğer atıklardan ayrı toplanan plastikler, önce türlerine göre toplama-ayırma tesislerine ulaştırıldı, ardından geri dönüşüm tesislerinde yeniden hammadde haline getirildi. 

Hayatın her alanında karşımıza çıkan plastikler günümüzde çok geniş bir kullanım alanına sahip; serum şişeleri, şırıngalar, gözümüze taktığımız lensler, içtiğimiz suyun şişesinden musluklarımızdan akabilsin diye taşındığı borular, yediğimiz yemeklerin ambalajlarından, tarlada gıdanın üretilmesi için gerekli sera örtüsü ve damla sulama sistemleri hep plastik. Otomotiv, beyaz eşya, elektrikli ve elektronik aletler, inşaat malzemelerinde de yaygın olarak kullanılır. Plastikler çok geniş bir kullanım alanına sahip olduğu için, Sıfır Atık sistemi ve plastik atıklardan geri dönüşüm ile yeniden hammadde üretilmesi oldukça önemli. Baktığımızda televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi vb. dayanıklı tüketim mamullerindeki plastiklerin atık haline geçmesi için 1-5 yıl, inşaat plastiklerinde ise 5-25 yıl geçmesi gerekirken, plastik ambalaj malzemeleri yaklaşık 1-3 ay arasında atık konumuna geçer. Yani plastik atık sorunu esasında plastik ambalaj atık sorunudur. Sıfır atık projesiyle de evlerimizden, okullarımızdan, hastaneler, işyerleri ve kamusal alanlardan toplanan plastikler işte bu hızlı atık konumuna geçen plastik ambalajlara aittir. 

7,8 milyar kişiyi bulan dünya nüfusunu beslemek, barındırmak, giydirmek vb. temel ihtiyaçlarını karşılamak için plastik üretilmeye devam edecek. Ancak üretimi daha az kaynak kullanarak yapmak için eko-tasarım yaklaşımı benimsemek, plastik ürünleri tekrar tekrar kullanabileceğimiz şekilde üretmek, atık oluşumunu en aza indirecek uygulamaları tercih etmek ve oluşan plastik atıkları mutlaka geri dönüştürmek gerekiyor. Son dönemde çok okuyoruz, cam atıklar şu kadar yıl doğada kalıyor, plastik atıklar bu kadar yıl doğada kalıyor diye. Ancak atıkların yeri doğa değildir! Onlar yeni bir üretim sürecinden geçirebileceğimiz hammaddelerdir. Plastikleri geri dönüştürürken orijinal plastik hammaddeyi üretirken harcanandan çok daha az enerji, doğal kaynak vb. harcarsınız. Aynı zamanda da depolama alanlarından tasarruf edersiniz. Nitekim Sıfır atık projesi ile geri dönüştürülen 4,1 milyon ton plastik atık ile 168 bin ton sera gazının havaya salınması önlendi, 24 milyar kwh enerjiden tasarruf edildi, 94 milyon m3 depolama alanı kurtarıldı. 

Bunlar harika gelişmeler ancak daha çok yolun başındayız. Doğal kaynakların hızla tükendiği, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliklerinin hayatımızın bir gerçeği olduğu bir dünyada "sorunlu" tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Gençlerimiz de 3R (Reuse, Reduse, Recycle) dediğimiz yeniden kullanma, atığı azaltma ve geri dönüştürme yaklaşımını benimseyen “sorumlu tüketici”ler olmalı. Zaten son dönemde yapılan araştırmalar Z kuşağının özellikle sürdürülebilirlik, çevre algısı ve geri dönüşüm konusunda bilinçli ve farkındalığı yüksek olduğu ve dünyaya artı bir değer katmak için bu alanda yapılan çalışmalara aktif olarak katılmaya bizim kuşağımızdan daha hevesli olduğunu gösteriyor. Bu nedenle daha küçük bir kız bebek annesi olarak benim gençlerimize inancım tam, ülkemizin geri dönüşüm ve sıfır atık yolculuğunda üstlerine düşen görevi bizden daha iyi yapacaklarını biliyorum.